Dediklerin çıktı!
Ortadoğu’da ölenlerin cesetleri kıyılarımızı aştı ağabey
Yağmurlar da yaşlanır Züleyha
ortasından ansızın bir şimşek geçer gecenin
dilinde bin Leyla ölür de
yüreğinde bir Leyla dirilir insanın
Sonra alnında bir şafak atar
eskizleri dağ yankıları izler
yani bir yıldırım düşünce koynuna
birden bire Aktütün’de
aklında hep yağmurlar vardır insanın
İşte o zaman Züleyha
hep yağmurlar yağar sulu sulu
bazen de ince bir sızı gibi düşer damlalar
son sayfasına er günlüğünün
Yağmurlarda eskir Züleyha
kanat vurup kalkar gibi denizden
acı bir çığlıkla öksüz martılar
işte o gün!
bir afettir gözleri ayrılığın
Çok uzak değil
memlekete bir nefes kala da vurulur insane
çocuğundan, anasından
ve bir arkadaşın son şakasından
son tebessüm kalır
yanağına beyaz bir kelebek konmuş gibi
insanın
sil gözlerini sen
hicret, kan, sevda ve hasret birikir kucağında ölümün
ve başlar acının böğrüne yürüyüş
ince ince yağınca
eskimiş yağmurlar eşliğinde
sen ağlama Züleyha
____________________________________________________________
Ferman KARAÇAM