plan yapıp emirler veriyor hayaller kuruyorlar, ne kadar da rahat yaşıyorlar
zannederek kendilerinden başka biri olduklarını, başkalarını yağmalıyorlar
oysa atlarda aranır asalet, karanlıkta aranır ses, sonunda insan savunmasız kalır
daha anlatacaklarıma başlamadım bile desem: bir çınarın altı bir yıldızın gölgesi
en iyisi ben bu şiiri yazmayayım, ben yazarsam her şeye yeni baştan başlarım sanılacak
ben yazarsam belli ki sıkıntı basacak ekranları başındaki milyonlarca insanı
güzellik maskelerini, maskeli baloları, askerleri ve iyi görünümlü bayları sıkıntı basacak
kimseyi kandıramayacaksın genç dostum diyecek, sanki ben bilmiyorum rulet oynamayı
sanki ben bilmiyorum rulet oynamayı, sanki bilmiyorum ata binmeyi, çiçekleri sulamayı
fakat yirmi birinci yüzyıl acımasızdır, kıstırır okuma bilmeyen çocukları köşeye
malum, bu günün kızları ağızlarında çiklet yerine jilet taşımayı tercih ederek büyürler
büyür sıkıntı. denir ki işte amerika /yaşasın/ ve parlasın bizim yüz vatlık ampulümüz
çocuklar tersinden sökerler alfabeyi: ilk iş yüzme öğrenirler bu çılgınlık denizinde
bacon tablolarını korkunç bulmayı korkunç komik bularak patlatırlar şarkılarını
tırnak aralarındaki kirleri önemsiz zannederek, kızlarını global dünyayla paylaşarak
paylaşmayı değersiz bularak ve ileri ve durmadan bam diye bir kaypaklık
kaypaktır artık eski tüccarlar, pazar dengelerini önemseyerek yaşamaya başlamışlardır
drama önemini yitirmiştir, dünya kaybetmiştir dengesini, kimi şairler romantiktir
dondurma gibidir dizeleri, ucuz diziler gibidir, kimselere yoktur faydası
vaaz etim, anlaşılır bulundu şiirim, sanırım şaşırttım ekabir takımını, öyle değil mi tenekeci
___________________________________________________________________________________________
İsmail KILIÇARSLAN