Bir evin sıcak sesi emziriyor bahçede
Meyveli ağaçlarını yazın
Odalardan taşıp evreni dolduran sevgi
Boyuyor rengarenk çiçeklerini sevincin
Serili eşiklerde sokaklarda ana baba duaları
Çocukların tertemiz ses ölüleri
Bir kuş yavruları için telaşla
Yuva yapar bir evin mutluluğuna
Kelebekler ateş böcekleri de almış
Yerini pırıl pırıl samanyolunda
Boşuna gizledim yüzümü
Karanlık mevsim aralarında
Yüreğimin yarasına kapattım
Bu ağustos akşamını
Okula attım takvimi de
Dört mevsim bilirim sadece yazı söylerim
Hayata sadakatle kabuğunu kaldırıp kıyamet yarasının
Şahitlik ederim Tanrım aldanış bu
Sargı kanlı günlerden bir Cuma çünkü
On ikinci günüyle gençliğimi fena ezmiştir Eylül
Bu yıl da iyi ki bizimlesin bile dememiştir kimse içtenlikle
Devlete kul mu yaratıldık biz
Özenle geçtim gençlik çağını
Kılınmamış ikindiler inatla arttı ama
Cumaları yere göğe sığdıramadım
Kaçırmadım şom ağızlı sabahları
Bir sonbahar yatsıda yeşil başlı gövel dilekleri tuttum
Paramparça avuçlarımda
Sevgi bir heykel
Anılarının yonttuğu biteviye
Sıcak elleri içime uzanmış
Zamanın sözcüsüdür deli gönül yaslanıp muştusuna
Destekler dile gelmesini şiirde beklenenin dünyadan
Ömrümü iyi kötü tamamlıyorum
Mevsimlerin tek tanığı benim ruhum
Yönünü kaybeden hayata karşı
Eyüpsultan, 2000
________________________________________________________________
Mustafa YÜREKLİ