İstanbul

Tutkulu bir aşk gibidir İstanbul’da yaşamak.

Zor tutunur, zor ayrılırsın.

Taşı toprağı altın diyerek, tası tarağı toplayıp gelirsin,

Altını bulamayınca taşa toprağa dönüşürsün.

Ağırlığın taşımaz seni bu şehirde tutunamazsan,

Hafifliğin savurur rüzgarında seni bu şehrin;

Ya Boğazın mavisine karışırsın,

Ya da bir köşede çöpü karıştırırsın.

İnsanlar görürsün şuursuzca yürüyen,

Otomobiller görürsün sağa sola yalpalayan.

Bir nefes alıp sigarandan,

Karşı sahile bakıp durursun,

Bir de yanında Sarayburnu tavşankanı çay,

“değmeyin keyfime” diye düşünüp

mutlu olmaya çalışırsın.

Bazen sur dibinde yatarsın;

Şansın varsa üzerinde bir palto ile,

Ama çoğu zaman bir gazeteyle.

Ya da çoluk çocuk naylon bir çadırın altına sığınırsın.

Bazen de bir gökdelenin süitinde,

İstanbul’u tepeden süzersin bir kadeh viskinle.

Belki de şehrin en pahallı yerinde,

Yarın kiminle hangi lezzetin tadına varacağını düşünürsün.

Kimi zaman Nişantaşı’nın caddelerinde,

Göz alıcı vitrinlere göz süzersin,

Ya da Topkapı halk pazarında,

En az kullanılmışı ararsın çeyizin için.

Tehlikeden uzak yaşamak için,

Kapanırsın iki göz gecekonduna,

Adım atmazsın gecenin derinliğinde

Bu şehrin sokaklarına.

Belki bir duvarın dibinde,

Ayakların çıplak ana kucağında,

Belki de bir otomobilin camından

Apansız içeriye.

Bir yerlerde kokluyorsan tineri,

Ya da bir yerlerde

Aybaşını getirmek için tutuyorsan çeteleyi,

Dalarsın uzun uzun derinlere.

Koşarsın. Yürümeyi unutursun.

Geri dönsem, dersin;

Geçmişini unutursun.

Ne onunla ne de onsuz,

Girdabına kapılırsın.

Her şeye rağmen;

Tutkulu bir aşk gibidir bu şehirde yaşamak.

Hem çok seversin, hem de darmadağın edersin.

Kopamazsın, çekip alamazsın kendini.

Yaşamın boyunca ya sürersin sefasını,

Ya da ömrün yettiğince cefasını.

Her şeye rağmen;

Yaşamaya devam edeceksen bu şehirde;

Ruhunla, inancınla, gururunla

ve benliğinle yaşayacaksın,

Ve ona sahip olacaksın.

Ya da kalabalığın aktığı yöne

Sen de takılmışsan,

İstanbullu olmuşsun sen!

Boş ver!

Zaten yürüyeceksin.

Gideceksin.

Dönemeyeceksin.

___________________________________________________________________________________________

Şule KARTAL