Bir kara şehirdir maden,
Ak ellerin ak yüreklerin karaya çaldığı yerdir,
Beyaz ekmek için kara kurumun savrulduğu yerdir maden,
İaşenin şehridir maden kiranın,
taksitlerin şehridir yaşamak için ölmeyi göze almanın şehridir…
Helaleşilen her sabahın,
her gecenin,
vardiyanın şehridir maden,
Geri dönmenin sevincinin çoluk çocuk yaşandığı şehirdir maden,
Bilir misiniz,
Her gün sağ kalmanın kıymetini
Şükür bu gün de babam ölmedi diyen minik yüreklerdeki sevinci,
Çökerse madenin direği,
yanarsa maden Eve,
yüreğe ateş düşer çöker evin direği…
Bilirsiniz; ton/maliyet adam/saat hesabını
Bilir misiniz;
İnsan/can Yürek/gözyaşı Yokluk/yetimlik hesabını…
____________________________ İlker YILMAZ
May, 2014
Siyah Acı
Ben hep beyaz acılar bilirim
Kolları Osmanlı Coğrafyası kadar
upuzun
yaşlandıkça simsiyah acılar da tanıdım
yerin altında kolları
derin ve hain
bir kadın
güneş aşınca dam’ın bacasından
zemheri gibi kokar nefesi
bilirim
dizlerini dövünce avuç avuç
kaburgalarının kırılır gibi çatırdadığını da
bilirim
çocuklar evrensel bakarlar
yarasına kelebek konunca güler
bir ilk yaz akşamı
babası işten dönmeyince susanlar
bir çocuğun yüzü
kırağı düşmüş gül yaprağı gibi sararınca da
bilirim
toprak rengi haberler geçmiştir
kara gözlerinden çocuğun
ben hep beyaz acılar tanıdım
kalp atışlarım ağır bir zincir şakırtısıdır
çünkü doğdum ve yaşlandım
hep bir yetim çocuk gibi baktı bana
ortadoğu
ben hep beyaz acılar bilirim
kolları Osmanlı Coğrafyası kadar
upuzun
yaşlandıkça simsiyah acılar da tanıdım
yerin altında kolları
derin ve hain
Ferman Karaçam
http://twitter.com/fermankaracam