SAVSAT

History of Savsat: Şavşat was under the sovereignty of Urartians, Kimmerians, Saka Turks, Romans and Sasanians between 900 and 950 Re. According to historical sources, Urartu and Kimer tribes lived around Şavşat between the years 900-650 BC. The region remained in the hands of Saka Turks, Romans and Sassanids, respectively.

During the Trabzon Governorship of Yavuz Sultan Selim, when Rize Province joined the Ottoman lands, now the town of Gönye, near Batumi, surrendered spontaneously. After Sultan Selim returned to Trabzon, Artvin Beys wanted to be protected as well. After this, in the second expedition, Artvin, Ardanuç, Şavşat and Borcka circles joined the Ottoman lands and their beys were given semi-chiefdom. After Yavuz Sultan Selim left Trabzon, Şavşat, Ardanuç, Oltu, Tortum and Artvin left the Ottoman Empire again. It was taken for the administrative division of our conquered region (Georgia Province) and Artvin, Şavşat and Ardanuç were turned into sanjaks.

Following the start of the First World War and the entry of the Ottoman Government into the war, the Russian armies crossed our borders on 1 NOVEMBER 1914. Since the current Armenian hostility also increased the danger, a small part of the people of Şavşat were forced to migrate to Anatolia, leaving all their material possessions, due to the cutting of the roads of all the people of Ardanuç and Artvin.

Immediately after the agreement signed with the Georgians, the Eastern Front Commander Kazım Karabekir Pasha, who was waiting in Kars with his forces, was instructed. Our army, which departed from Kars on 22 FEBRUARY 1921, arrived in Ardahan on 23 FEBRUARY, the same forces later crossed the Sahara Mountain and recaptured Şavşat, Ardanuç, Artvin and Borçka, and included them in the Motherland without any further intervention.

Geographical Structure of Savsat: Şavşat is surrounded with high mountains. Karçal Mountains (3,537) are the subprefectural borders in west and northwest. Şavşat is rich in respect of its running waters. Number of glacial lakes exists in the area. The largest one of these lakes is the Lake KaragöL. it is a fruitful lake from irrigation and fishing viewpoint. The salmon trout is abundant. Another lake in the scope of National Parks is another lake like Karagöl, which is suitable for picnic. Şavşat has also number of springs of medicinal mineral water. The spa with its hot water in Çermik of Çoraklı village is medicinal for rheumatism. Şavşat is rich in respect of its plant cover. It has rich forestry areas, and any and all kinds of trees with large leaves in the lands with low altitudes. Winter is long in high altitude points.

Education and Cultural Structure of Savsat: In the subprefectural area there are 1 kindergarden 27 primary schools, 2 primary schools with board and 3 high schools for children’s education.

Şavşat is a rich subprefecture from tourism potential viewpoint. it has unique beauties with its double-floor wooden houses in villages and plateaus, forestry areas, lakes and trekking trucks.

Health Care Services of Savsat: Health care services are introduced in a State Hospital with 50 beds, and 46 rural health centers.

Economy in Savsat: Since Şavşat has the limited agricultural lands, traditional family-type farms and small sheep-pens are mostly seen. The agricultural activities on greenhouses have just been started due to a convenient area climate.

Savsat Cuisine

  • Meals Made from Milk and Dairy Products

Cheese cake and cream cake.

Dishes Made of Vegetables and Wild Herbs

Mountain beet, bird food, gum, wild purslane, roasted chard, mallow. In addition, food is made from some herbs. Wrapping is made from fresh vine leaves, chard and cabbage.

  • Pastries

Katmer, silor, pastry (with walnuts, cheese, minced meat, butter), kete, noodles, hankal, cereal, corn flakes, bişi, fetir, mafiş Turkish delight, çirğ, cimur, kançlama, pasta, ravioli, button pastries.

  • Other Dishes

Winter roasts, kebabs made on wooden skewers are local specialties of meat dishes. Dishes such as keskek, gendima and şilav are made from grains.

  • Desserts

Pumpkin dessert, Hasuta, kaysefe, zurbiyet, iron dessert, rice pudding, apple, pear, mulberry and grape pulps, ashura, baklava and honey delight are among the desserts.

  • Soups

Purşuk soup, ayran soup, tutç soup, ayran kalacoşu, eski soup, bulgur soup, onion soup, chincharian soup, plum soup, ğerğel soup, watery harşo, hele soup, zucchini soup, cut soup, beetroot soup are among the local soups.

  • Meals

Onion sauerkraut, potato dish, meatballs, flat doner kebab, chard dal dish, plum dish, yoghurt starter, milk egg, flour bowl, kaygana, chilbur, milk cannon, bulama (auguz), motrevli, papasela, cap, kapuska, çenço, Kuymak , Cheese melted, stuffed wrap, hail, onion dish.

  • Pickles

Sauerkraut, pickled bean, pickled chard, pickled tomato, pickled salad, pickled Gimi.

  • Marmalade and Molasses

Mulberry molasses, Cranberry syrup, pear molasses, grape molasses, cherry molasses, plum molasses, pear jelly, quince molasses, grape marmalade, cranberry marmalade, rosehip marmalade.

In addition, people of our region dry fruits such as mulberry, apple, quince, pear and make “kak” and consume them as snacks or compotes. Another indispensable part of Şavşat cuisine is the white potato grown in our region and consumed by boiling or baking.

PHOTOS FROM SAVSAT

Şavşat

Şavşat Tarihi

Tarih kaynaklarına göre Şavşat civarında M.Ö.900-650 yılları arasında Urartu ve Kimer kabileleri yaşamışlardır. Bölge daha sonraları sırasıyla Saka Türklerinin, Romalıların ve Sasanilerin elinde kalmıştır.

Yavuz Sultan Selim’in Trabzon Valiliği sırasında Rize İlinin Osmanlı topraklarına katıldığı zaman şimdi Batum yakınlarındaki Gönye kasabası da kendiliğinden teslim olmuştur. Sultan Selim Trabzon’a döndükten sonra Artvin Beyleri kendilerinin de korunmasını istemişlerdir. Bunun üzerine yapılan ikinci seferde Artvin, Ardanuç, Şavşat ve Borçka çevreleri Osmanlı topraklarına katılmış beylerine yarı beylik verilmiştir. Yavuz Sultan Selim’in Trabzon’dan ayrılması üzerine Şavşat, Ardanuç, Oltu, Tortum ve Artvin yeniden Osmanlı Devletinden ayrılmışlardır. Fethedilen bölgemiz (Gürcistan Vilayeti) adlı idari bölümü için alınmış ve Artvin, Şavşat, Ardanuç birer sancak haline getirilmiştir.

Birinci Dünya savaşının başlaması ve Osmanlı Hükümetinin savaşa girmesini müteakiben Rus orduları 1 KASIM 1914’de sınırlarımızı geçmiştir. Mevcut ermeni düşmanlığı da tehlikeyi fazlasıyla artırdığından, Ardanuç ve Artvin halkının tamamı yolların kesilmesinden dolayı Şavşat halkının pek az bir kısmı her türlü maddi varlıklarını bırakarak Anadolu içlerine göçmeye mecbur kalmışlardır. Gürcülerle imzalanan anlaşmadan hemen sonra kuvvetleri ile birlikte Kars’ta bekleyen Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa’ya talimat verildi. 22 ŞUBAT 1921 tarihinde Kars’tan hareket eden ordumuz 23 ŞUBAT günü Ardahan’a geldi, aynı kuvvetler daha sonra Sahara dağını aşarak Şavşat, Ardanuç ve Artvin ile Borçka’yı geri alarak bir daha müdahale edilmeyecek şekilde Anavatana dahil etti.

Şavşat Coğrafyası

Şavşat, doğuda Ardahan il merkezi ile Hanak İlçesi, kuzeydoğuda Posof İlçesi, güney ve güney batıda Ardanuç, batıda Artvin Merkez ve Borçka İlçesi, kuzeyden de Gürcistan Devleti ile çevrilidir.

1.317 kilometrekarelik dağlık ve engebeli bir arazi üzerine yayılmış bulunan Şavşat İlçesinin dört yanı yüksek dağlarla çevrilidir. 3.537 metreye yükselen Karçkal Dağları, ilçenin batı ve kuzeybatı yönünü sınırlandırır. Kuzeyde 2.250 metre yükseklikteki Sivritepe (Arsiyan) dağları ile 3.000 metreyi aşan Cin dağları bulunmaktadır. Doğuda Ardahan-Artvin sınırlarını teşkil eden Yanlızçam dağ sinsilesinden 2.650 metre yükseklikteki Sahara Dağları, Güneyde ise 3.050 Metreyi bulan Karagöl dağları vardır.

İlçenin rakımı minimum 950 metre, maksimum ise 1800 metredir. İlçe Merkezin rakımı 1100 metredir. Türkiyenin en güzel ilçelerinden biridir.

Şavşat ilçesi Akarsu bakımından zengindir. İlçede çok sayıda buzul gölü bulunmaktadır. Bu göller nispeten küçük göllerdir. Göllerin en büyüğü Karagöl dağlarında bulunan ve bu dağa kendi adını veren Karagöl’ dür. Bol miktarda alabalık bulunan gölden sulama amaçlı olarak yaralanılmaktadır. Meşeli Köyü orman içi mevkiinde Milli parklar kapsamı içerisinde bulunan ikinci bir karagöl mevcut olup piknik, mesire yeri özelliğine sahiptir. Pınarlı köyü yakınlarında Balık Gölü, Arsiyan yaylasında ise Kız Gölü, Boğa Gölü ve Koyun Gölü isminde göller bulunmaktadır.

İlçe dahilinde şifalı maden suları mevcuttur. Bunlardan Çermik-Çoraklı Köyü sınırları içerisinde bulunan sıcak su kaplıcası romatizmal hastalıklara iyi gelmektedir.

İlçede Karadeniz iklimi ile karasal iklim arasında bir geçiş iklimi hakimdir. Yüksek rakımlı olan yerlerde kışlar çok uzun sürer. Bu bölgelerde kasım ayında başlayan kar yağışları nisan ayı ortalarına kadar sürer.

İlçe bitki örtüsü bakımından zengindir. Zengin iğne yapraklı ormanlar mevcut olduğu gibi alçak rakımlı yerlerde yapraklı ağaçlara da rastlamak mümkündür.

Şavşat Ekonomisi

Şavşat, Artvin’in diğer ilçelerinde olduğu gibi engebeli araziye sahip bir ilçedir. İlçede, tarımsal arazilerin sınırlı olması, sanayi tesislerinin bulunmaması, başlıca diğer sektörlerin de gelişmemiş olmasının sonucu olarak istihdam olanakları yetersiz kalmaktadır. Gelişime uygun potansiyeli bulunan turizm sektörünün ilçe ve il ekonomisine katkısının artırılması amaçlı çalışmalar sürdürülmektedir. İlçe ekonomisi büyük ölçüde tarımsal üretime dayalıdır. Tarımsal üretim, ağırlıklı olarak, geleneksel aile tipi işletme yapısı şeklinde görülür.

İlçe ekonomisinde önemli yeri bulunan hayvancılık, giderek azalan bir trend izlemektedir. 61 köyü bulunan ilçede, 16.037 adet büyükbaş ve 12.535 adet de küçükbaş hayvan bulunmaktadır. Hayvancılık açısından son derece elverişli imkanlara sahip ilçede, hayvancılığın teşvik edilmesi amaçlı çalışmalar sürdürülmekte olup, bu kapsamda yönlendirme ve kamusal destekler sağlanmaktadır.

Şavşat büyük ve küçükbaş hayvancılık yanında arıcılık açısından da son derece uygun koşullara sahiptir. Arıcılık alanında da üreticilere, kamusal imkanlar dahilinde teşvik ve yönlendirme desteği sağlanmaktadır. Başlangıcında, Çoruh havzasında uygulanan seracılık-örtü altı yetiştiriciliğinin iklim koşullarının uygunluğu ve çiftçilerden gelen talepler üzerine il genelinde yaygınlaşması ile Şavşat’ta da seracılık faaliyetlerine başlanılmıştır.

1997 yılında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Dayanışma Vakfı parasal desteği ile başlatılan seracılık faaliyetleri yaygınlaşmaktadır. Bu kapsamda amaçlanan yeni istihdam alanlarının yaratılması, tarımsal üretimde çeşitlilik ve verimin sağlanması hedefine ulaşılmıştır. 1317 kilometrekare yüzölçümü bulunan ilçenin tarım arazisi varlığı 175.696 dekar, sulu arazisi 54.840 dekar, kuru tarım alanı 120.856 dekar, mera alanı 364.166 dekar, orman alanı 552.565 dekar ve kültür dışı arazi de 224.573 dekardır. İlçenin tarım arazileri genellikle çayır olarak değerlendirilmektedir. İlçede yetiştirilen başlıca ürünler patates, armut, elma, ayva, erik, kiraz, kızılcık ve cevizdir.

İlçede Tarım kesimi ile Esnaf kesimine kredi sağlayan Ziraat Bankası bulunmaktadır.

Şavşat Mutfağı

  • Süt ve Süt Ürünlerinden Yapılan Yemekler

Peynir kuymağı ve kaymak kuymağı.

  • Sebzelerden ve Kır Otlarından Yapılan Yemekler

Dağ pancarı, kuş yemeği, gımı, yaban semizotu, pazı kavurması, ebegümeci. Ayrıca bazı otlardan yemek yapılmaktadır. Taze asma yaprağı, pazı ve lahanadan sarma yapılmaktadır.

  • Hamur İşleri

Katmer, silor, börek (cevizli, peynirli, kıymalı, tereyağlı), kete, erişte, hınkal, tahıl gevreği, mısır gevreği, bişi, fetir, mafiş lokum, çırığ, cimur, kançlama, makarna, mantı, dügmaç hamur işlerindendir.

  • Diğer Yemekler

Kışlık kavurma, ağaç şişlerde yapılan kebaplar etli yemeklerin yöreye özgülerindendir. Keşkek, gendima ve şilav gibi yemekler tanelilerden yapılan yemeklerdendir.

  • Tatlılar

Kabak tatlısı, Hasuta, kaysefe, zurbiyet, demir tatlısı, sütlaç, elma, armut, dut ve üzüm pestilleri, aşure, baklava ve ballı lokum tatlılardandır.

  • Çorbalar

Purşuk çorbası, ayran çorbası, tutmaç çorbası, ayran kalacoşu, eşki çorbası, bulgur çorbası, soğan harşosu, çinçar çorbası, erik çorbası, ğerğel çorbası, sulu harşo, hele çorbası, kabak çorbası, kesme çorbası, pancar çorbası, yöreye özgü çorbalardandır.

  • Yemekler

Soğan sadveli, patates yemeği, köfte, yatık döner, pazı dalı yemeği, erik yemeği, yoğurt harşosu, sütlü yumurta, un harşosu, kayğana, çilbur, süt harşosu, bulama (ağuz), motrevli, papasela, kapama, kapuska, çenço, Kuymak, Peynir eritmesi, sarma, haşil, soğan yemeği.

  • Turşular

Lahana turşusu, fasülye turşusu, pazi turşusu, domates turşusu, salata turşusu, Ğimi turşusu.

  • Marmelât ve Pekmezler

Dut pekmezi, Kızılcık koravası, armut pekmezi, üzüm pekmezi, kiraz pekmezi, erik pekmezi, armut hoşavı, ayva pekmezi, üzüm marmelatı, kızılcık marmelatı, kuşburnu marmelatı.

Ayrıca yöremiz insanı dut, elma, ayva, armut gibi meyveleri kurutarak “kak” yapar, çerez veya hoşaf olarak tüketir. Şavşat mutfağının bir diğer vazgeçilmezi yöremizde yetiştirilen ve haşlanarak veya fırınlanarak tüketilen beyaz patatestir.

 

FARKLI BİR İYELİK EKİ “-Y”

Erdoğan Kara

Boğaziçi Üniversitesi

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (1995)

İsmin belirttiği nesnenin kime ya da neye ait olduğunu belirten ektir iyelik eki. İstanbul ağzında iyelik ekleri kişi kavramı verir ünlü uyumuna uyar. Birinci tekil şahıs iyelik eki Türkçede “-m” dir ve ünlü uyumuna göre –ım, -im, -um, -üm de olabilir.

baba –>>   (Benim) babam    “-m”

sakız –>> (Benim) sakızım  “-ım”

ev –>> (Benim) evim   “-im”

okul –>>  (Benim) okulum  “-um”

göz –>> (Benim) gözüm  “-üm”

Türkçenin gelişim ve değişim evrelerine baktığımızda Muharrem Ergin’e göre “teklik birinci şahıs iyelik eki eskiden beri hep –m olarak kalmıştır*. Ancak Şavşat ve yöresi ağızlarında birinci tekil şahıs iyelik eki anne, baba, nine gibi akrabalık bildiren ve sesli harfle biten kelimelere eklendiği vakit “-y” olur.

Örneğin;

anne  –>> anney   (benim annem)

baba –>> babay  (benim babam)

nine –>> neney  (benim ninem)

dede –>> dedey  (benim dedem)

abla –>>  ablay  (benim ablam)

bacı –>> baciy  (benim bacım)

hala –>> halay  (benim halam)

teyze –>> teyzey  (benim halam)

bibi –>> bibiy  (benim bibim)

Anney size uğradı mı    –>> Annem size uğradı mı?

Gelenlerin içinde teyzey de var dı  –>> Gelenlerin içinde teyzem de var dı.

Eğer bu akrabalık kelimesi sesli harfle bitiyorsa birinci tekil şahıs iyelik –m olarak kullanılmaktadır. Örneğin

“kardeş” → kardeşim (benim kardeşim) gibi.

Öte yandan birinci tekil şahıs iyelik ekinden sonra gelen durum eklerinin kullanımında bir farklılık söz konusu değildir:

Anne –>> anney : anneyi (belirtme), anneye (yönelme), anneyin (tamlayan), anneyde (bulunma), anneyden (çıkma).

Şavşat ağzında birinci tekil şahıs iyelik eki olarak kullanılan –y’nin akrabalık belirten ve ünlü ile biten kelimeler dışındaki kelimelerle kullanımı söz konusu değildir. Bu tür kelimelerle de İstanbul ağzında kullanılan –m (birinci tekil şahıs) iyelik eki kullanılmamaktadır. Başka yöre ağızlarında da böyle farklı bir ekin birinci şahıs için kullanımına rastlanmamaktadır.

______________________

 *Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, Bayrak Basın Yayın Tanıtım, 19. Baskı, 211.

_________________________________________________________________________________

Erdoğan KARA

ŞAVŞAT YÖRESİNDEN DERLENEN BİLMECELER (AÇACAKLAR)

Erdoğan Kara
Boğaziçi Üniversitesi
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (1992)

 

 

Şavşat Yöresinde bilmeceler ‘açacak’ olarak bilinir. Sizlerin de Artvin veya Türkiye’nin herhangi bir yöresiyle ilgili bu tür derlemeleriniz varsa gönderin burada tutalım, bu birikimlerin kaybolmasına izin vermeyelim.

 

Sabah dört ayak

Öğlen iki ayak

Haydi bilin bakak,

Akşam üç ayak

(İnsan hayatı, bebeklik, gençlik ve yaşlılık dönemleri)

  Daha fazlasını oku

Şavşat Yöresinden Derlenen Maniler

Erdoğan Kara

Boğaziçi Üniversitesi

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (1990)

Şavşat (Artvin) yöresinden derlediğim maniler yöre folklorunu araştıranların üzerinde en çok çalıştıkları konulardan biridir. Ancak hepsi de bu çalışma gibi büyük eksiklerle doludur. Bu çalışmada kafiye düzeninin bozulmaması için kelimelerin “yöresel söylemi” esas alındı. Gerekli yerlere dipnotlar  düşüldü.  Manilerin sıralamasında değerli hocamız Prof. Dr. L. Sami Akalın’ın kullandığı yöntem kullanılarak manilerin üçüncü dizeleri sıralamada esas alındı.

NOTLAR


[1]ağlamiyem: ağlamayayım

[2]gözyaşım: gözyaşımı

[3]hama: hemen

[4]peginden: sırtından

[5]kırcıl: kır (beyaz) renkli

[6]görem: göreyim

[7]mehle: mahalle

[8]yatem: yatayım

[9]den den: tane tane

[10]atem: atayım

[11]tutem: tutayım

[12]kavuşem: kavuşayım

[13]şivan düşe: perişanlık düşe

[14]uzadem: uzadayım

[15]gözedem: gözeteyim, bekleyeyim

[16]benzedem: benzedeyim

[17]bezedim: süsledim

[18]bıldır: geçen yıl

[19]bileydim: bilseydim

[20]çağı geç-: yaşı geçmek

[21]bir de: bir daha

[22]sağalır: sağ olur

[23]pıtırak: çimli, sulu

[24]oturak: oturalım

[25]kurtulak: kurtulalım

[26]yatem: yatayım

[27]kordonun: kordonunu

[28]kınarsız: kınarsınız

[29]çıkak: çıkalım

[30]konuşak: konuşalım

[31]hıbal: duvarda taşların arasına konulan küçük taşlar

[32]kalacılar: kale bekleyenler

[33]kanat vur-: kanat çırpmak

[34]alem: alayım

[35]tezden: erkenden

[36]benle: benimle

[37]görende: gördüğümde

[38]barışak: barışalım

[39]meni: mani

[40]konuşak: konuşalım

[41]görüşek: görüşelim

[42]gerçeklendi: gerçekleşti

[43]gidişen: gidişene

olem: olayım

[44]dağlarsız: dağlarsınız

[45]bağlarsız: bağlarsınız

[46]ağlarsız: ağlarsınız

[47]olem: olayım

[48]burda: burada

[49]ısıtmam: sıtmam

[50]kurul-: gururlanmak

[51]süreydim: sürseydim

[52]bakaydım: baksaydım

[53]diyem: diyeyim

[54]ölem çıhem içizden: ölüp içinizden çıkayım

[55]ufaklar: ufalar

[56]haburadan: aha buradan

[57]çor de-: çor ye demek

[58]eşidem: işiteyim

[59]atem: atayım

[60]tutem: tutayım

[61]kavuşem: kavuşayım

[62]sevdiynen: sevdiği ile

[63]çerma: çermik

[64]herg et-: bostanı ekim işine hazırlamak

[65]kaçah: kaçalım

[66]köylük: köysü, köylü

[67]tutaydım: tutsaydım

[68]çıkaydım: çıksaydım

[69]giyem: giyeyim

[70]yazaydı: gelecek yazdaydı

[71]kocalandı: kocaldı, ihtiyarladı

[72]anaç: ana gibi olan, olgun

[73]cehteyle: çabala

[74]kurtulam: kurtulayım

[75]arazdan: aranızdan

_________________________________________________________________________________________

Erdoğan KARA

ŞAVŞAT YÖRESİNDEN DERLENEN DEYİMLER

Erdoğan Kara
Boğaziçi Üniversitesi
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (1992)

 

Dilimizin zenginliğini gösteren ancak bugüne kadar üzerinde fazla durulmayan deyimler yöreden yöreye farklı anlamları ifade etmektedir. Bu nedenle Şavşat yöresinden derlenen deyimleri anlamlarıyla birlikte vermeye çalıştım. Tabiiki çok eksikler var ancak bu konuda bana yardım edecek herhangi bir eser de bulamadım, sadece kendi derlediklerimle yetindim. Belki bunların birçoğu bugün değişik yörelerde kullanılıyor ancak aralarında ufak veya büyük anlam farklılıkları var olduğu için ben elimden geldiği kadar bu deyimlerin anlamlarını da verdim. Eğer sizlerin de çeşitli yörelerimizde kullanılan, derlediğiniz deyimler, atasözleri varsa gönderin burada biriksin. Hele eğer Türk Dil Kurumu ilgilenmiyorsa.

 

∙ “ayağıma yer edem, gör ben sana ne edem” demek: birisine bir fırsat verildiğinde bunu kötü kullanmak.

∙ “çizdim oynamıyorum” demek: önceden işe başlayıp daha sonra devam etmemek.

∙ “la ilahe” dedi mi “illallah” demez: çok inatçıdır.

∙ “ne bileyim”i ekmişler “hay huy” bitmiş: her sorulana, ne bileyim, diye cevap verenlere karşı bunun bir faydasının olmadığını anlatır.

∙ abat etmek: birisine büyük bir iyilik etmek.

∙ abat olmak: büyük bir iyiliğe mazhar olmak.

∙ ablıya dönmek: bir hastalık nedeniyle teni beyazlamak.

∙ abur cubur: olur olmaz her şey.

∙ aburlarını asmak: suratını asmak.

∙ aburlarını dökmek: suratını asmak.

∙ Acem yapması Gürcü papağı tencere yuvarlandı buldu kapağı: birbirine uygunkişilerin bir işti birlik olması halinde söylenir.

∙ acığını almak: öç almak, intikamını almak.

∙ acısını çıkarmak: bir kötülüğün karşılığını yine bir kötülükle vermek.

∙ adım başı: çok sık. Daha fazlasını oku

ŞAVŞAT YÖRESİNDEN DERLENEN KELİMELER

Erdoğan Kara
Boğaziçi Üniversitesi
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 1990

 

 

Burada özellikle Şavşat yöresinden derlediğim kelimeler yer almaktadır. Sizlerin de eğer derlediği kelimeler mevcutsa ya da çalışmalarınız varsa ve Türk Dil Kurumu ilgilenmiyorsa mail adresime gönderirseniz burada sizlerin adıyla yayınlayabilirim. Bu birikimlerin kaybolmasına izin vermeyelim.

 

Burada yer vermiş olduğum kelimeler Artvin İli Şavşat İlçesi’nde derlenen kelimeler olup hiç şüphesiz birçoğu İstanbul Türkçesine girmiş bulunmaktadır. Ancak birçoğu farklı anlamlara sahiptir. Bu kelimelerden birçoğu da diğer dillerden geçmiş olup bunlar üzerine henüz detaylı bir çalışma ne yazık ki yapılamamıştır.

Şavşat yöresi ağzı üzerine henüz dilbilim kurallarına uygun bir çalışma yapılamadığı için bu kelimelerin günümüz Türkçesine nasıl aktarılacağı da henüz belirlenmemiştir. Bundan dolayı ben burada kelimelerin yaklaşık uyarlamalarını esas alarak sıraladım ve Şavşat Yöresi’ndeki okunuş ve söyleniş biçimlerini / / arasında verdim. Hiç şüphesiz bu söyleyiş şekilleri Şavşat yöresi olarak adlandırılsa da Şavşat içerisinde de farklı söyleyiş biçimleri mevcuttur: Bunlardan birincisi, daha çok Ciritdüzü, Veliköy, Düzenli, Kireçli, Yavuzköy gibi Şavşat ilçe merkezine daha yakın köylerdeki söyleyiş biçimidir. İkincisi Pınarlı ve çevresinde konuşulan ve özellikle sesli harflerde daha çok ince ünlüler yerine kalın ünlülerin kullanıldığı bir ağızdır. Örneğin: “gel” kelimesi birinci bölgede /gäl/, ikinci bölgede ise /gal/ olarak söylenir. Bu söyleniş faklılığı bazı seslerde özellikle e,a oldukça belirgindir. Ben burada genellikle birinci bölgeyi esas aldım, eğer kelime ikinci bölgeden derlenmişse olduğu gibi aktardım.

 

Kelimelerin anlamlarını verirken bu konuda yapılmış ciddi bir çalışma olan Yeni Tarama Sözlüğü* (YTS)’nde yer alan kelimeleri ve anlamlarını ayrıca dipnotlarla verdim. Aynı kelime farklı anlamlarda kullanıldığı için buraya tekrar alma ihtiyacı hissettim. Öte yandan Journal of Turkish Studies (JTS)’te yayımlanan makalede bazı kelimelerle ilgili bir çalışma yer aldığı için bunu da burada belirttim.

Kelimeleri aktarırken yöre ağzındaki sesleri kaybetmemek için diğer yöre ağzı çalışmalarında olduğu gibi ek sesler kullanıldı. Bu sesler:

 

ä      bu ses “e” ile “a” sesi arasında bir ses olup özellikle “l” harfinden önce kullanılmaktadır. Bu ses Türkçenin en eski dönemlerinden beri kullanılmakta olup Azeri Türkçesindeki ä ile aynıdır.

í       bu ses “ı” ile “i” arası sestir.

ó      bu ses “o” ile “ö” arası sestir.

ú      bu ses “u” ile “ü” arası sestir.

çc bu ses “ç” sesinden daha sert bir sestir. “ç” ye göre daha geriden çıkartılır.

ts bu ses “t” ile “s” sesinin birleşmesinden oluşmuş gibi çıkan Rusça’da bulunan sestir.

t       Osmanlı Türkçesinde kullanılan ve çeviriyazıda “t” altında nokta simgesiyle gösterilen ve Arapça “tı” harfiyle simgelelen sestir.

x      Osmanlı Türkçesinde kullanılan ve çeviriyazıda “h” altında çengel simgesiyle gösterilen ve Arapça “hı” harfiyle simgelelen sestir.

q      Osmanlı Türkçesinde kullanılan ve çeviriyazıda “k” altında nokta simgesiyle gösterilen ve Arapça “kaf” harfiyle simgelelen kalın k sesidir.

µ      “p” sesinden daha sert bir “p” dir.

kg “k” ile “g arasından çıkartılan sert sestir.

Daha fazlasını oku