Dün akşam yürüyerek gittim eve, dışarıda müthiş bir yağmur sağanak sağanak, bir an sen geldin aklıma yoksa yoksa dedim onun gözyaşlarımı bedenimi delice ıslatan. Korktum bir an, adımlarımı sıklaştırdım. Hani sana söz ettiğim bir sokak lambası vardı.nazlı nazlı yanmaya çalışan, hatırlamadın mı ? hani içinden bir peri çıkmıştı.Sana ulaşmasını ve kulağına güsell’i fısıldamasını istediğim perinin çıktığı lamba…. Akşam sağanak yağmurda,yine nazlı nazlı yanan o lambanın altında bekledim büyük bir umutla.. Yine peri gelir ve bu sefer içimdeki pişmanlığı sana fısıldar diye bekledim..
SONBAHAR
Hüznün, hüznümün mevsimisin sen,
Yalnızlığım artıyor, daha fazla sessizlik bürüyor dört bir yanımı seni yaşarken
Dökülen onca kuru yaprak tercüman oluyor hislerime,
Sonbahar seni yaşıyorum delicesine
MEMLEKETİM
Toprağının her karışında yaşlı anamın, babamın alınteri,
Suyunda sevda, havanda mutluluk var memleketim
Özlem duydum sana bir ömür boyu
Özledim, özledim ama nafile biliyorum
Gurbet geçirdi birkere prangayı ayaklarıma
Sana gelemedim memleketim
SEVGİLİYE
Şimdi uzaklarda hüzün yağmurları düşüyor toprağa,
Ve toprağın kahreden çığlıkları kulaklarımda
Nereye baksam her yanımda sen varsın
Seni unutmak istesemde,bu çok zor biliyorum
Gittin gün sevinçlerimi de aldın yanına,
Yapayalnız bıraktın beni,
Şimdi senin her gülüşünde benim içim kan ağlıyor
Yıkılıyorum, bağırıyorum,ağlıyorum
Ama ne fayda sen şimdi uzaktasın
Benden çok uzakta.
___________________________________________________________________________________________
Hakan OTYAKMAZ
ZAMAN
zaman tünelinde uzandım şöyle geçmişe
çocukluğum geldi aklıma
hüzünlerim sevinçlerim sardı dört bir yanımı
bulamadım aradığımı
aradığım karşımdaydı aslında
ifade edecek söz, dile getirecek harf bulamadım.