Ab-ı Hayat

Mayısın Onsekizi, Geceyarısı, Günbaşı, Yenisen…

Erdoğan KARA

İstanbulsuzum

Çok İstanbulsuzum şimdilerde

Egem daha çok, Karadenizim ve Akdenizim

Denizim daha çok vesselam

Doğum yok.

Gel, olmayanlar çoğalsın diyorsun

Müphem ya hep, hep bir derinlik

Aşırı zor zamanlara yolculuklardan arta kalan zamanlar

Günden güne ya da yarına akan tebessümsü kalanlar

Cirit oynayan yetişkinler, meydansız, atsız

Kala kala Kaıle

Ruh, gecemsilerde kalan bir tılsım

Tarih, gelip geçenin gecekondu kondurmak için aradığı yer

Aramak yetmiyor, yırtıcı çabalar lazım, arasız ve bulusuz

Göğeren yaraların var, neylesin hekimler, sultanlar, başkanlar

Kadim sargılar, açılamamış, bakılamamış, izli, depderin her yerin

Daha çok Egem, Karadenizim ve Akdenizim

Hasılı daha çok denizim

Şimdilerde havasızım ve susuzum

Çünkü İstanbulsuzum.

___________________________________________

Erdoğan KARA

 

Dar Vakitler

Geceye merhaba akşamüstünden
Dar vakitten
Garabet çöktü üstümüze
Sabahın aydınlığını bitirme telaşı var şimdi
Hızla kayıp giden zaman
İkindi kuşları, ikindi vakti, ikindi namazı…

Sakın yola koyulma dar vakitte
Varılıp varılamayacağı belli belirsiz.

___________________________

Erdoğan KARA

Nazarlık

Takdir bekler sadece

Böyle bir sevgi:

Karşılıksız, umut dolu, delice.

Yorulmadan ve zamana yenilmeden

Tam bir nazarlık

Bıkmaz mı, usanmaz mı hiç?

Ey deli gönüllü!

Ey delice seven!

Nedir seni böylesine adayan?

Nedir sende bu bitmeyen tükenmeyen!

Dur bir,

Dur da soluklan.

Sonra devam edersin kaldığın yerden.

___________________________________________

Erdoğan KARA

Kıyıya Vuran İnsanlık

Aylan Bebek’e…

Bombalar yağarken üstüne
Habersiz
Çare aradın yokluğuna,
çaren yoktu çocuk.
Dediler belki bir deniz
bir kaçış
deniz yoktu çocuk.
Doldu kocaman bir umut küçücük yüreğine,
Çaren yoktu başka çocuk.
İktidar hırsına yenik bir esed,
Habil ve Kabil’den beri süren
çirkin, acımasız, vahşi savaşlar,
kazananı yok, kaybedeni umut,
kaybedeni insanlık.
Bir umut olursun belki barışa sen,
tam da kıyıya vururken insanlık.

_______________________________________________
Erdoğan KARA

44

Zaman alevlerinin üstündeki sayı

Bir ömür feda edilecekse sayma

Ürkek iki dört nala

Ve kesmiyor artık gazete okumak

Dergi

Okumak

Benim Mardin’im de yok.

İnceldi iyiden iyiye teller

Bütün cevap anahtarları tek

Ne yeniden Leylalar yazabilirim

Ne de okuyabilirim eski Mecnunları

Artık zaten kendini çok beğenmiş kaldırımlar var

Kaldırımlar yolların üstünde insanlar

Taş, beton, soğuk, ıslak ve dört köşe

Dört dörtlük

Yazıyla da kırkdört yazısız da dörtdört

Bir başka deyişle

Hayatın özeti

44

Şimdi Günah

Şimdi günah ya isyan, küfretmeden kelimeleri sıralamak günah ya
Bana bir yol göster hocam, dilimi çözsün sözcükler
Aksın, hedefini bulsun ama içinde isyan olmasın
Herkes duysun ama kimse alınmasın, incinmesin, sızlanmasın
Fırtına olmasın ama deniz taşsın, rüzgar savursun herşeyi
Beynim çıldırsın ama düşüncelerim pare pare olmasın, süs süs
Bana bir yol göster hocam
Herşey olsun ama şimdi günah olmasın.

Who is Erdogan KARA

Erdoğan Kara was born in the village of Ciritdüzü in Şavşat district of Artvin, in April 1970. He completed his primary education at Ciritdüzü Village Primary School in the same village. In 1978, when his brother Nurbay KARA was only 13 years old, he lost his life to a killer’s bullet, marking the beginning of a period of great sorrow for the family.

In 1981, after completing primary school, his father Abbas Kara (Cavit Hoca) passed away. Consequently, he took a one-year break from his education and then went to the Orphanage in Artvin to continue his education. There, he started his education at Artvin Imam Hatip High School and continued. However, he could only endure the conditions of the orphanage for two years, and when his brother also completed his primary education, the family moved to the town center of Şavşat District.

He continued his secondary education at Şavşat Imam Hatip High School and completed it there. However, in 1989, he graduated from Artvin Imam Hatip High School. That same year, he was admitted to the Turkish Language and Literature Department of Boğaziçi University, from which he graduated in 1995. Two years later, when his brother Armağan KARA also gained admission to Istanbul University, the family moved to Istanbul. Boğaziçi University marked the second major turning point in his life. Here, he studied Turkish Language and Literature, as well as working on Ottoman Turkish, Etymology, and Linguistics, and showing interest in Arabic, Persian, Russian, and Japanese languages.

That same year, he started working at an export company, and in 1997, he completed his 8 month military service at the Ankara Signal School. After his military service, Erdoğan KARA continued his professional career as a budget and reporting specialist at Albaraka Türk Participation Bank. At the end of 1999, he left there and continued his career at Kanal7 Media Group.

After his father’s death in 1981, he and his brother managed the timber workshop that remained as a legacy until they moved to Istanbul. This way, he continued his work life alongside his education. He also continued to work part-time during his university years.

After graduating from university, he wanted to pursue academic studies on Turkish Language but was not able to do so due to the academic environment of the time, especially due to partisan structures. Realizing that he could not pursue academic studies, he turned to work life and became more involved in financial matters. Erdoğan KARA, who also holds a Press Card, has conducted studies on Turkish Language and Literature and has written poems on various subjects.

In 2009, he started his master’s degree at Beykent University, Faculty of Business Administration, International Economic Politics and Management Institute with the thesis title “Information Society and Media”, but he could not submit his thesis due to the problems experienced in the institution where he worked at that time.

He has predominantly continued his professional life in finance and media. He has three children named Damla, Emre, and Emir.

Traveling and writing are his two greatest passions. Apart from these, taking photographs and participating in cultural studies are also among his hobbies.

Erdoğan Kara Kimdir?

1970 Yılının Nisan Ayının on ikisinde Artvin’in Şavşat İlçesi Ciritdüzü Köyünde dünyaya gelmiştir. İlk öğretimini yine aynı köyde Ciritdüzü Köyü İlkokulunda tamamlamıştır. 1978 yılında Ağabeyi Nurbay KARA henüz 13 yaşında iken bir katilin kurşunu ile hayatını kaybetmiştir. Bu ailenin büyük acılar yaşama döneminin başlangıcı olmuştur. 1981 Yılında ilkokul bitince Babası Abbas Kara (Cavit Hoca) Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Bunun üzerine eğitimi hayatına 1 yıl ara vermiş ve ardından eğitimini devam ettirmek için Artvin’deki Yetiştirme Yurduna gitmiştir. Burada Artvin İmam Hatip Lisesi’nde eğitimine başlamış ve devam etmiştir. Yetiştirme yurtlarının ortamına ve şartlarına ancak iki yıl dayanabilmiş, kardeşi de ilkokulunu tamamlayınca ailecek Şavşat İlçe Merkezine taşınmışlardır. Ortaöğrenimine Şavşat İmam Hatip Lisesinde devam etmiştir.

Ortaöğrenimini Şavşat İmam Hatip Lisesinde tamamlamış ancak 1989 yılında Artvin İmam Hatip Lisesinden mezun olmuştur. Aynı yıl Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazanmış, bu üniversiteden de 1995 yılında mezun olmuştur. 2 yıl sonra kardeşi Armağan KARA’nın da İstanbul Üniversitesini kazanması üzere ailecek bu defa İstanbul’a göç etmişlerdir. Boğaziçi Üniversitesi onun hayatının ikinci önemli dönüm noktası olmuştur. Burada Türk Dili ve Edebiyatı yanında, Osmanlı Türkçesi, Etimoloji ve Dilbilim üzerinde çalışarak ve Arapça, Farsça, Rusça ve Japonca Dilleri ile ilgilenmiştir.

Aynı yıl bir ihracat firmasında işe başlamış ardından 1997 yılında 8 aylık askerlik görevini Ankara Muhabere Okulunda yapmıştır. Askerlik dönüşü Erdoğan KARA iş hayatına Albaraka Türk Katılım Bankası’nda bütçe ve raporlama uzmanı olarak devam etmiştir. 1999 yılının sonunda buradan ayrılarak Kanal7 Medya Grubu’nda çalışma hayatını devam ettirmiştir.

Babasının 1981 yılında vefatından sonra baba yadigarı olarak kalan kereste atölyesini kardeşiyle İstanbul’a göç edinceye kadar çalıştırmışlar böylece bir eğitimle beraber iş hayatını da devam ettirmiştir. Üniversite yıllarında da yarı zamanlı işlerde çalışmaya devam etmiştir.

Üniversiteden mezun olduktan sonra da Türk Dili üzerine akademik çalışmalar yapmak istemiş ancak dönemin akademik çevresi buna pek müsaade etmemiştir. Özellikle partizan yapılar tam anlamıyla buna engel olmuştur. Akademik çalışmalar yapamayacağını anlayınca iş hayatına yönelmiş ve daha çok finansal işler ile ilgilenmiştir. Sürekli Basın Kartı sahibi de olan Erdoğan KARA, Türk Dili ve Edebiyatı üzerine çalışmalar yapmış ve değişik konularda şiirler yazmıştır.

2009 Yılında İstanbul Beykent Üniversitesi, İşletme Fakültesi, Uluslararası Ekonomi Politik ve İşletmecilik Enstitüsünde yüksek lisansa başlamış ancak, o dönemde çalıştığı kurumda yaşanan sıkıntılar nedeniyle “Bilgi Toplumu ve Medya” başlıklı tezini sunamamıştır.

Profesyonel hayatının büyük bir kısmını finans ve medya ağırlıklı devam ettirmektedir. Damla, Emre ve Emir adında 3 çocuğu vardır.

Gezmek ve yazmak en büyük iki tutkusudur. Bunların dışında fotoğraf çekmek, kültür çalışmalarına katılmak da hobileri arasında yer almaktadır.

Çok Şizofren Bir Aşk

Çok şizofren bir aşk bu
Ersöz’den alıntılanan
Mektubu henüz yazılmamış
Yazılmamış çünkü okuyanı yok
Oysa anlatılması gerek uzun uzadıya
Dem vurulması gerek, biraz felsefe, biraz mitoloji gerek
Yüce duguların yüklendiği küflü sayfalar
veya
basit düşüncelerin sıralandığı yaldızlı varaklar
tutunmaya çalışırken farketmeden yokeden
uzatmadan elini, acımasıca tersinden okuyan
anlamlar en olmadık, en uç noktada
sonuçlar en başta
göze alınamayacak kadar ürkütücü
vazgeçilemeyecek kadar içten
tekil;
başkalarının tekilliğini dert edinecek kadar
başkası/başkaları gibi
korku dolu
ağır, sözler ağır
ürkek, düşünceler ürkek
sözler bitti, düşünceler bitti, aşk bitti şizofren.

___________________________________________________________

Erdoğan KARA

İçinde Benin Olmadığı Benler

Şimdi kor bu ben, kendim; ve sen yoksun ya gerçekten
Neler neler yok olur hayatımda bir bilsen
kırk katır mı kırk satır mı bana dersen, ikisi de derim
kendim buldum ya kendim ederim, koy ki ‘etti buldu’ desinler
yemin ederim, kaç kefaret gerekirse gereksin, al işte
içimde kaç dönüşü olmayan gidiş varsa o kadar dönüşüm vardır sana

u dönüşünün olmadığı upuzun caddelerde bile
hatta ve hatta kavşaksız yollarda
arkandan son sürat züppe suratlar kovalasa da
ama korkma sen, kaç ben bulursam seferber, inan buna hepsi seninle
kalan içinde benin olmadığı benler sadece.

bu nazar boncuğu, bu televizyon ve bu ceket köşede
misilleme, yaygara, kovalamaca, şamata
uzun uzadıya
bunların hepsi de
sen yoksun ya
ya da sen varken de sen yokmuşçasına
insanın kanına dokunurcasına, yorarcasına, inadına inadına
bak aldım işte nazar boncuğunu, unut gitsin, olmaz mı
hepsini unut:
arabaya benzin koymayı,
cevapsız çağrıları, mesajları, şişman şişman yastıkları, vapurda el sallayan kızları
hatta kızılcık şerbetini bile unut,
bu unuttukların bahanen olsun, tıpkı gidişteki gibi
unut ki dönüşü olsun içinde benim de olduğum benlerin.

___________________________________________________________

Erdoğan KARA

Uzak Sevdalar

şimdi çok uzak sevdalar yağmur gibi buluttaki
yok imkanı çiselerin şafağında sabahların
ya da nakaratı gibi ismi konmamış şarkıların
off
ne kadar da zor uzak sevdalar keşke bir bilebilsen
bir anlasan

esmeyecek bir rüzgarı beklemek kadar sıcak
ya da yağmayacak bir yağmuru beklemek kadar kurak
sıcak, kurak, uzak
ne bir esintisi var gam dağıtacak ne de bir damla yüreğe serpecek
gönül daha da avare henüz kabaracak
anlatsak keşke bütün masalları bütün bildiğimiz, okusak şiirleri
dinlesek şarkıları Kral’dan dilediğimiz
demir atsak sevdalara uzak diyarlarda
off ya aklım darmadağın yakından sonra üç nokta yan yana
ne kadar da zor tanımak, varmak ne kadar kurak bu toprak
hiç yalnız kalmasın sevda hatta hiç olmasın uzak
ateş de olsa ortada
ruh galebe çalsa dalgalara ulaşsa ve baharlara yağmur yağsa sonra güze
söz ağlasa uzak sevdalar kıyıya vurup ulaşsa
ve sonra ben bir şarkı okusam bütün sevda/lı/lara
yazmak zorundaysan eğer yazma beni yazma şiir
resim de koyma kenarına
altına yazma ismini resmin şiir de yazma
zor olan olmaksa
off
yazma beni yazma şiir
saat sıfırikiotuzüç şimdi otuzdört oldu tam bakarken saate
deniz sakin yağmur bulutta henüz rüzgar uzakta
saatler var ulaşmasına sevdalarım gibi
sevdalarım gibi uzak sevdalarım gibi tıpkı
keşkem
sevsem

________________________________________________________

Erdoğan KARA