beni buradan alıp götürsene kim ne derse desin beni buradan
bu ruhsal hastaneden bu ayazdan bu kansızlıktan anlatsana
olur olmaz yenilmiş mesela bir adamdan bir kadından bir tabuttan
yine mi ben dön arkana bak yine mi ben eksilmiş eksilmişim
gök beni neresiyle çağıracak ben o ata ne zaman bineceğim
sarkmaya başladım aşık oldum geç kaldım tan ağardı
unuttum banyo yapmayı gene şehre dadandım
yazım okunaksız binip gidiyorum ilk gördüğüm duaya
birdenbire oluyor ellerimin titremesi sanıyorum kar yağıyor
ben usul usul azdıkça köpürüyor denizler. pas. necip fazıl
annesi ceza veriyor: o masmavi bilyeler düşünüyor
diyoruz bu susuzluk öyle değil başka türlü değilse ne
akşam iniyor kediler damlarda sonra kış da geçiyor
ne yazık ettik kendimize ne açık kapımız kimselere
bir vınlama, uğuldayan bir, şimdi ben öleceğim
ben şimdi öleceğim inanmazsınız ben şimdi demek ki
beni buradan götürsene demem boşuna değil
sizin sanmalarınız bende tekinsiz boşluk duygusu
kırık bir kalple ben geceden sabaha belki de
yaşamam ısrar etmeyin yaşayamam bu acıyla
haydi baştan alalım, bu öyküde siz ölün
siz ölün ben mezarlarınıza kavak falan alayım
kalanlar kendileriyle sevişsin mesela zangoç olsunlar
israfilin borusu satılsın ulan bitpazarında ben de artık kalkayım
daha fazla uzarsa bozacak akidenizi çünkü şiirim
______________________________________________
İsmail KILIÇARSLAN