Bedenin Işıması

Yedi veren gülünü hatırlayalım
Bildiğimiz güleç yüzünü çalışmanın
Emeği öven hacı yağı kokusuyla
Umut der uyuşup kalmayışa saatlerimiz
Yorgunluğumuza hayran yıldızlara
Göz kırpalım kirpikler anlam kazansın
Bir yaz gecesinde çimlere uzanıp oğullarımızla
Masalın ortasında bir parkta
Rüyadaki bahçelerin hatırına

Kanmak değil bolluk uygarlığına
Emeği savunalım ışımasını bedenin
Ayıklığı kalemiz olsun hayatın
Surumuz olsun akşam tedbiri annelerin
Ağız tadı bozulmasın diye

Bebek kokusunda
Fiyat etiketi arayan hanımlar
Müşteri olan beyler
Şehri kuşatan çocuk gülücüklerine
Emeğin zengin kılmasını
Mutluluk vermesini niçin istemezsiniz
Ağırlık merkezi meta olan
Bu yalan dünyanızda

Ümraniye, 1994

_____________________________________________________________________________

Mustafa YÜREKLİ

YARIN GİBİ BAKIŞI

Aydınlık yüreği haritalara sığmaz 

Her şehirde bir başka gülüyor

Gözde tüter fidan boylu masumiyetiyle

Sıcak ilgisi can alır

Hayale gelmez edası

Salınışı durdurur kalemi

İçine dokunabilse kelimeler

Nereli olduğunu kalbimin hatırlarım

Yerinden oynattıkça sevgimi

Ne uzak denebilir ne de yakın

Kendini özletiyor sürekli 

Dün bugün değil

Yarın gibi bakışı

 

Bu kadar benzer memleketine bir kız

Bir yanı kar altında bereketli toprak

Gözlerle bile dokunmak yasak  

Yüzü bir uçurum gülü

Korkuyor aynasına bakmaya baharın

Bir yanı fırtına firar sürgün göç

Gezmediğim çölü kalmadı

 

Yeşil gözlerinden üç ırmağın
Birleştiği yerinden öpeyim diyorum

Aklına taşkın gelebilir boz bulanık

Anıları sele verebilir özgürce

 

Karlı zirvesinde kaldım

Ayrılık dağını delemiyorum

Kazma kürek değil kalem var elimde

İnemiyorum Çukurova’ya

 

Erzurum, 1985

___________________________________________________________________________

Mustafa YÜREKLİ